ESER SAHİPLİĞİNİN TESPİTİ DAVASI
Bir eserin kime ait olduğu hususu ihtilaflı ise eser sahipliğinin tespiti talebi hakkında mahkeme kararı ile ihtilafın çözümü mümkündür. Eser sahipliğinin tespiti davasının açılmasında dava açanın hukuki yararının varlığı şarttır. Eser sahipliği tespiti davasının açılabilmesinin hukuki dayanağı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 15.Maddesinin 3.Fıkrasıdır. Belirtilen kanun hükmünde “eserin hakiki sahibinin” bu davayı açabileceği şeklinde açık bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Eser sahibinin tespiti davası aşağıda belirtilen hallerde açılabilecektir.
- Birden fazla kişi arasında aynı eserin sahipliği ihtilaflı ise,
- Eser adsız, anonim bir şekilde ise eser sahibi olduğunu iddia eden kişi,
- Eser sahibi varken eserin eser sahibi olarak bilinen kişiden farklı olarak kendisine ait olduğunun iddia edilmesi
- Eser sahibinin adının yanlış şekilde belirtilmesi
hallerinde eser sahibi olduğunu iddia eden kişi tarafından gerçek hak sahipliğinin tespiti davası açılabilecektir. Açılan bu davanın niteliği hakkında öğreti ve doktrinde tartışmalı görüşler bulunsa da FSEK Madde 67/2 hükmündeki ” eser sahibinin 15.madde belirtilen tespit davasından başka” şeklindeki ifadeden bu davanın HMK Madde 106 ‘da düzenlenen tespit hükmü içeren tespit davası niteliğinde olduğu kabul edilmektedir. Bu dava eser sahibinin haklarına yönelik ihlalleri önlemek ve gidermek amacıyla eda davası açılmadan önce tespit davası açmasına yönelik özel bir düzenleme olarak kabul edilmektedir. Eser sahibi olduğunu iddia eden kişi eser sahipliğinin tespiti davasını Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda düzenlenen diğer davalarla birlikte açabileceği gibi diğer davalardan bağımsız ve ayrı olarak da bu davayı açabilmektedir.
Eser sahipliği hakkı mülkiyet hakkıyla ilişkili olduğundan eser sahipliği davasının açılması için kanuni düzenlemelerde süre sınırlaması bulunmamaktadır. Eserin gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olmayan hallerde süre sınırı olmaksızın bu davayı açabilecektir.
Eser sahipliğinin tespiti davasında tespit kararının ilan edilmesi talep edilmiş ise diğer şartların oluşması halinde tespit kararının ilan edilmesi de mümkündür. İlan edilmesine karar verilmesi halinde masrafı diğer tarafa ait olmak üzere, kesinleşmiş olan karar gazete veya buna benzer vasıtalarla tamamen veya kısmi şekilde ilan edilecektir. İlanın ne şekilde yapılacağı da mahkeme kararında belirtilir. İlan hakkı mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 3 ay içerisinde kullanılmalıdır. İlan hakkı süresinde kullanılmadığı takdirde kendiliğinden sona erecektir.
Eser sahipliğinin tespitine yönelik mahkeme kararı kesinleşmeden hukuki sonuç doğurmaz. Mahkeme kararının hukuki sonuç doğurması için kanun yollarına başvurulması halinde verilen kararı üst derece mahkemelerinin onamasıyla veya kanun yollarına başvuru süresinin geçmesinden sonra kesinleşmesi gerekmektedir.
Eser Sahipliğinin tespiti davası çekişmeli yargılama usulüne tabidir. Eser sahipliğinin tespiti davasının davacısı eser sahibi olduğunu iddia eden kişi davalı ise gerçek eser sahibi olmamasına rağmen eser sahibi olarak hak ihlalinde bulunduğu iddia edilen kişidir.
Eser sahipliğinin tespiti davası ihtisas mahkemesi niteliğinde olan Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemelerinde görülür. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, asliye hukuk mahkemesince Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılır.
Eser sahipliğinin tespiti talebiyle açılacak hukuk davalarında mahkeme, tespit talebinde bulunanın iddisının doğruluğu hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeter miktar delil sunması hâlinde, korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları kullananların, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda öngörülen izin ve yetkileri aldıklarına dair belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerini sunmasını isteyebilir. Belirtilen belge veya listelerin sunulamaması tüm eser, fonogram, icra, film ve yayınların haksız kullanılmakta olduğuna karine teşkil edeceği şeklinde kanunda ispat yüküne ilişkin düzenleme mevcuttur.